Haber

Sera Kadıgil’i Acıtan Deprem Kurbanı: “48 Saat Kimse Yoktu. 3-4 Gün Çığlık Atıp Donarak Ölenler Oldu”

HABER: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: ADEM KARABAYIR

Türkiye Emek Partisi (TİP) Sözcüsü Sera Kadıgil, partisinin Hatay’daki afet koordinasyon merkezinde yaptığı konuşmada, “Böyle bir sistemsizlik içinde bizi bu kadar muhtaç bırakan saray rejimi ve kurucusu Recep Tayyip Erdoğan’ın sermayesi olduğunu not ettik. Kasten insanları öldürdüler” dedi. Depremzedelerden biri Kadıgil’e, “48 saat boyunca sadece halktan insan gördük, kimse yoktu. Üç gün dört gün boyunca bağırarak, çağırarak, donarak ölenler oldu.”

Kahramanmaraş’ta 10 ilde büyük yıkıma ve can kaybına neden olan depremlerin ardından bölge vatandaşlarının birçoğu çadır veya konteynerlerde yaşamlarını sürdürüyor. Birçok dernek ve sivil toplum kuruluşu gibi siyasi partiler de afet bölgelerinde çadırkentler kurarak depremzedelere yardım sağlamaktadır. TİP, Hatay’ın Antakya ilçesinde de bir parkta afet koordinasyon merkezi ve çadır kent kurdu.

“ÇADIR HALA EN YÜKSEK İHTİYAÇLARDA”

TİP Sözcüsü Sera Kadıgil de depremlerin ardından bölgedeki son izlenimlerini ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Kadıgil, depremin üzerinden günler geçmesine rağmen en ufak bir değişiklik olmadığını söyledi.

“Yani dün gittiğimiz çadırlarda çadır bulanlar bizden ıslak mendil falan istiyorlar. Yani hala bu fakirlik var, bu fakirlik var. Çadır hala en büyük ihtiyaçlarımızdan biri.Buraya geldiğimizin 19. ve 20. günlerinin prestijiyle buradaki insanlar aynı vatansızlık hali ile karşı karşıyalar. 2. ve 3. günlerde HAYTAP ile işbirliği içinde buradayız. ilk gün hayvan arama-kurtarma, besleme noktamız; çok sayıda yaralı bulunan, terkedilmiş hayvan var, sahiplenmeleri açısından burada hayvanları besleme noktasında bir noktamız var.Çabuk arkanızda AGAFED gönüllülerinin sıcak yemek yeme alanı var. ilk günden beri bizimle kurdular, sayemizde.Şu anda burada günde 2.000’den fazla kişiye sıcak yemek dağıtılıyor.Hızlı bir şekilde revirimiz de yanımıza geldi.Memorial da orada kuruldu ve devam ediyor. TTB.ruz.Yüzlerce kişi hala h Buradaki revirden her gün hizmet almak zorundayım. Dolayısıyla yapılması gerekenler bunlar.

“KADIN DOSTLARIMIZ PED BİLE İSTİYOR”

Kendisiyle bir kadın dayanışma ağımız var. Çünkü burada özellikle bayan arkadaşlarımızın en doğal ihtiyaçları olan ped istemekten bile çekindiklerini fark ettik. İnanılmaz tuvaletsizlik, banyosuzluk, vajinal enfeksiyonlar patlamış durumda. Kadınlar en temel ihtiyaçlarına ulaşamadığı gibi talep de edemiyor. Bu yüzden kadınlara ve LGBTİ profesyonellerine özel bir uyum sağlamaya çalışıyoruz. Yanında kriz masası vardı, şimdi analiz masası diyoruz, gelen talepleri aldığımız, bireysel yardım aldığımız ve dağıttığımız bir yer var. Arkasında 300 çadırlık bir alanımız var. Bunun üçte ikisinde depremzedelerimizi ağırlıyoruz. Geri kalanında ise Türkiye’nin dört bir yanından isteyerek gelen arkadaşlarımız, varlıkları sayesinde burada çalışmak için kalıyorlar. Burada böyle bir alanımız var.

“HAYIR İŞ ADAMLARI BİZDEN İSTİKRAR ETTİKLERİNİ YİNE BİZE BAĞIŞLADI. NEREDE BU PARALAR”

İnsanlar hala büyük ihtiyaç içinde. Hala en ufak bir eşleşme yok. Buraya gelen devlet görevlileri bile hâlâ ciddi sıkıntı içinde. 20 gün oldu. İşi bilen uzmanlarla görüştüm. Travma uzmanlarımız yanımızda. Kızılay’ı övmek için geriye kalan tek şey, Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan o kişiye, annemize neredeyse hakaret etmemesi. Muhtemelen hayatımda gördüğüm en küçük Kızılay adaptasyon merkezi, burası Türkiye’nin yaşadığı en büyük felaketin ortasında. Gerçekten de artık insanlar ve biz hepimiz isyan noktasındayız ve bu yerden göğe kadar salih bir insanız. İnsanların ayaklarında hala ayakkabı yok. Ceket yok. Su yok. Yani mesela şu anda kampımızda ihtiyaçlarımız var. Çay, yağ, hijyenik ped yok. Yani kolonyayı doğru düzgün dağıtamadığımız günler oluyor. İstemeden bu soruyu soruyoruz. Bunu neden halk dayanışmasıyla yapmak zorundayız? Bir haftadır performans sergiliyorlar, değil mi? Biz hayırsever işadamlarından çaldıklarını bize geri bağışladılar. Bu madeni paralar nerede?

“İNANILMAZ BİR ŞEKİLDE YAŞIYORUZ”

Bu insanlar neden hala bir paket bulgur istiyor? Bu çocuklar neden hala çikolata peşinde? Neden arkamdan bütün bayan arkadaşlarım gelip bize ‘İç çamaşırı’ diye soruyor? Nereden? Yani bu sorulara cevap verecek kimse yok ama ben onların dini alanlarına gidip tırnak içinde kullanıyorum. Biz de dün gittik, depremden iki bacağı kopmuş insanlar çadırda şiltesiz, paletsiz uyuyor. Hatay’ın Defne ilçesi için konuşuyorum. Bu yüzden dün dışarı çıktık. Ne de olsa şehrin merkezinde, sadece 5 dakika uzaklıkta değil, kendi imkanlarıyla bir çadır kent kurmuşlar. Tuvalet veya duş yok. Çocuklar ortada. Ayağında çorap ve ayakkabı yok. Burada inanılmaz bir yalnızlık içinde yaşıyoruz. Bunu gerçekten buradaki herkes adına söylemeliyim.”

“ERDOĞAN’A BÜYÜK MEKTUPLARLA BAĞLANDIK”

Depremlerin ardından hükümet yetkililerinin “Tek tek not alıyoruz” açıklamalarına tepki gösteren Kadıgil, “Sabaha kadar not tutsunlar” diyerek, şöyle devam etti:

“Yaptıklarını çok daha not ediyoruz. İlk 48 saatte yardım gelmediği için ağlayarak ölenleri not ettik. Kızılay’ı onlara yardım ulaştıramaz hale getirdiler. AFAD’ı not ettik, bir de bu sistemsizlikte bizi bu kadar muhtaç bırakan saray rejimi ve kurucusu Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük harflerle yazdığı sözler… İnsanları katlettiler.Bu binaların çürük olduğunu herkes biliyor.Herkes biliyor. burası fay hattı üzerinde diye.Yerel yöneticiden bakanlığa kadar kimse kıpırdamadı.Burayı insanlar için tabut haline getirdiler.Bu tabutlar ilk depremde yıkıldı.Tabutları dışarı atmayı başaramadılar. insanları, çocukları, bebekleri çıkarmak için altın.48 saat diyorum bak 48 saat.Bugün 300. saatteyiz.500. saatte mi?yemek?Bu insanların hala odunu yok.Bu insanların çadırları yok. Hala soba yok, temel gıdaya erişim yok, tuvalet yok, banyo yok. burada hala devlet yok. devlet nerede Saray rejimi nerede? Kendi PR’ınızı yapmanız gereken zamanlar vardır. Burada kısıtlı imkanlarla yardım etmeye çalışan insanları not almaya çalışanlar var. O defterleri iyi saklasınlar.”

DEPREMDEKİ VATANDAŞLAR: VÜCUT KURŞUNLARI AÇIKTA

Hataylı bir depremzede de yaşadıkları mağduriyetleri anlattı. Depremde yıkılan 13 katlı binada 3 gündür ceset kaldığını belirten vatandaş, “Ceset ortadaydı. Adam ‘kurtarın’ diye yalvarıyor. Kadıgil, “O sırada madenciler aramaya ve kurtarmaya gelmeye hazırdı. Bir uçağı düşüremediler. Madencileri 30 saat orada beklettiler. Yurt dışından gelen grupları havalimanlarında beklettiler. Burada insanları öldürdüler, şimdi de çıkıp reklam yapıyorlar.”

“AMACIMIZ KIRMIZILARI HAYATA GEÇİRMEK OLDU VE KİMSE OLMADI”

Bir depremzede daha arama kurtarma ekiplerinin depremin ardından iki gün gelmediğine dikkat çekerek, şunları söyledi:

“48 saat boyunca sadece halktan insanları gördük. Tırnaklarıyla bir şeyler yapmaya çalıştılar. O zamanlar mamaya, battaniyeye ihtiyacımız yoktu. Yemek yiyemezdik, o yemeği yiyemezdik. Amaç o insanları enkazdan canlı çıkabilecekken çıkarmaktı ve kimse yoktu.Vinçsiz, beton kırıcısız, ekipmansız yapamazdık.Elimizden geleni yapmaya çalıştık ama ne kadar. ?Asla yapamadık.İnsan gücüyle yapılamayan şeyler vardı ve çok üzücüydü.Siz görmemişsiniz biz gördük.Yaptık.Beş kişiydik.”

“Devlet Yok Demedim mi”

Çınarlı köyünde yaşayan bir başka depremzede ise, “Yeğenim Antakya’daydı. Kendi çabamızla kazdık. 2 ölü bulundu. Babalarını sağ getirdik. Kendi köyümüzde bir zarar yok. Kimse yok. Birinci gün, ikinci gün kimse yok, üçüncü gün bir kaç kişi görmüş, “Asker falan yok. Gerçekten ‘Devlet yok mu’ dedim. Üçüncü gün başladılar” diyen bir başka vatandaş ise Defne’dekilerin perişan durumda olduğunu belirterek, “Armutlu Mahallesi’nde oturuyorum. Annemin cenazesini kendi imkanlarım ile götürdüm. Kardeşimi de canlı yakaladık. İstanbul’da sakatlandı ama durumu iyi. Köy halkının durumu iyi ama şehir halkının durumu çok kötü. Artık söylenecek söz kalmadı’ dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort